Keloğlan ile Değirmenci

keloğlan masalları

Keloğlan ile Değirmenci Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, keçiler berber iken, kuzular kasap iken. Uzak ülkelerin birinde keloğlan ve zavallı anacığı, çok şiddetli bir geçim sıkıntısı içinde hayat mücadelesi veriyorlarmış. Bir kuru ekmek bir parça peynirle günlerce idare ederlermiş. Komşularına göre, tarlaları çok azmış hem de verimsizmiş üstelik senelerin birinde öyle bir kıtlık olmuş ki, bağ bahçeleri hep kurumuş mısır tarlaları bodur almış. Kış zamanı da yaklaşıyormuş ayrıca anası keloğlanı almış karşısına, onunla uzun uzun konuşmuş:

-Ah oğlum saf oğlum hem de başı keleş oğlum, gürgenlerin tepelerine baktım. Bu yıl kış hem tez gelecek , hem de kapkara geçecek hiç vakit geçirmeden gereken hazırlıklarını yapmalıyız sen git iş ara demiş anası, keloğlan önce düşünmüş önce nerede nasıl iş bulurum diye uzun uzun düşünmüş taşınmış sonunda dışarı çıkıp iş aramaya başlamış ilk önce mağazalara bakmış iş bulamamış, bir de değirmeni kontrol edeyim demiş belki iş bulurum hevesiyle değirmene ilerlemiş sonra oradaki yaşlı amcayı görünce üzülmüş amca sana bir şey teklif edeyim ben her gün buraya geleyim çalışayım hem de hiç para almadan. Keloğlan bunu neden yaptı dersiniz? Tabii ki yardım için.. Eve dönünce annesine başlamış olanları anlatmaya annesi bas bas bağırmış nedir senin şu saflığın bir kurtulamadık diye ağlamaya başlamış.

Keloğlan aralıksız her gün değirmene gitmiş değirmenciye yardım etmiş sonunda kara kış gelmiş ve kimseler ekmek bulamamış.. keloğlan ile anası da aç kalmış ama bu çok sürmemiş bir gün keloğlanın kapısı çalınmış ve ona bir hediye getirmişler. Hediye paketinin içinde buğdaylar, yiyecekler, içecekler doluymuş. Bu paket değirmenciden geliyormuş ve keloğlan iyiliğinin karşılığını çok geçmeden almış..

Yorum yapın